14 Eylül 2012 Cuma

15 yıl sonrası :)

Uzun zamandır yazmıyorum diye başlıyorum yine cümleme klasikleştiği için bozmakta istemiyorum,  hep karamsarım bu aralar ne yapmak istediğime karar veremiyorum bende dedim ki gülfer 15 yıl sonra kendini nerede görmek istiyorsun sen ondan haber ver bakalım dedim ve başladım yazmaya  neyse ki buna karar vermişim çok şükür allahıma :))
15 yıl sonra yani 35 yaşıma girdiğim zaman...
bir pazar sabahı uyanıyorum yanımda sevgilim ayy pardon o zamana evlenirim yahu :) cümlemi değiştiriyorum yanımda eşim.. hatta uyanmıyorum çoçuğum saolsun alarm gibi bir çoçuk uyanmış sabah ( kahvaltıyıda hazırlamış desem çok abartmış olurum sanırım ) gelmiş aramıza açıktım diye ağlanıyo, çoçuğumda 6 yaşında olsun o yaşta sevimli ve muzur olurlar o halleri benim hoşuma gidiyor. gelmiş uyanında uyanın diye söleniyo biricik oğlumuzu kırarmıyız uyanıyoruz bizde. Aşkımda masmavi gözleriyle bana bakıp günaydın diyo bende ona gülümsememle cevap veriyorum. Kalkıyoruz hepberabercenek kahvaltı hazırlamaya, hazırlıyoruz ve yapıyoruz işte kahvaltımızı flan flan... sonra yine hepberaber yürüyüşe çıkıyoruz sabah yürüyüşü hem birlikte vakit geçiriyoruz. eve geliyoruz öğle yemeği hazırlıyorum oğluma ve babasına.  babası arada yardıma gelio. sonra öğle yemeği yeniyor ardından kipa  5M ye  flan gidiyoruz alışveriş yapmak için. oradan park a oğluşum parka gitmeyi seviyorda. hee buarada 7,5 aylık hamile olduğumu söyledim mi sanırım unuttum onuda söliim cinsiyetini tahmin etmek zor olmasa gerek ki bir oğluşum olduğuna göre sıradaki kız :)) parktan sonra eve geliyoruz. eşim alışverişten aldıklarımızı mutfağa yerleştiriyor oğluşumla bizde uzanıyoruz yorulduk biz beya :))   hatta biraz uyuyoruz. kalktığımızda ne görelim kocacığım akşam yemeğini hazır etmek üzere, ben nasıl mutlu oluyorum , hatta gerisini ben yapayım diyorum yok yok sen yorulma diyor ne güzelmiş dedim hayat yahu :))
akşam yemeğimizi yiyoruz, oradan hoop bahçeye. bahçemizde çok güzel amaaa her yeri kendim ektim böyle bir sürü çiçekler yeşillikler flan. çok hoş bir bahçemiz var oradada akşam çayımızı içiyoruz. oğluşumla biz süt içiyor tabisi. güzel güzel tatlı tatlı sohbet ediyoruz. oğluşum uyuya kalıyo babası onu alıyor içeri odasına bırakıyor. bizde biraz muhabbet ettikten sonra yatıyoruz ee malum sabah iş başı. ben tabi hamile olduğum için komutada çalışıyorum. buradan anlaşılan ben bu 112 yi bırakmayacağım. ama afet yönetimini bitirdim kullanmadım ama daha. ayrıca paramedikte oldum hee att likten yükseldim. 8-5 çalışıyorum konutada . aşkım işe bırakıyo böyle işten alıyo rahatım iyi çok şükür:)  buarada sevgilimde kendi işini ofisini kurdu ama geniş bir sektörde çalışıyor beyefendi tam ne ofisi bende bilmiyorum:) seviyor ama işini mutlu yani işinde zaten çok parada gözümüz yok bizim. şimdilik aklıma gelenler bunlar ayrıca saatte geç oldu yavaştan yatayım uyuyup buyumem ve hayallerimin geleceği günü beklemem lazım artık sanırım :))
iii uykular ...
yine bir garibim bu aralar, yine her  şey çok sıkıcı.
açık öğretim okuyacağım bu sene neden okuyacağım bilmiyorum ?!
kpss den tercih yapmayacağım ama sınava gireceğim ?!
dgs için para yatırdım sınav yerleri belli olunca girmekten vazgeçtim?!
ambulansı yavaş yavaş kullanmaya başladım ama ben kendimi paramedik olarak geliştirmek istiyorum ?!
çandarlıyı seviyorum ama aynı zamanda gitmek istiyorum ?!
7 gün nöbetim yoktu ama eve gitmedim ?! benki evini hasretle giden insan ?!
ne yapacağım bilmiyorum ama bir an önce yeni kararlar almam lazım hayatımla alakalı... ve bu kararların kimseyi üzmemesi , incitmemesi gerekli sanırım bu kararları almak işte bu yüzden bu kadar zor :((


13 Temmuz 2012 Cuma

Bir Kep Hikayesi

Mezunum ben meezun mezunum ben meezun J evet başlıktanda anlasıldığı gibi okulu bitirdim, aldım diplomamı attım KEPimiiii hay ellerim kırılaydı da atmayaydım o KEPiii ah kafama taş düşseydi taşla uğraşırken diğerleri atsaydı ben atmasaydım o KEPiiiii!!! neden mi anlatayım sizede. 21 haziran büyük gün artık mezuniyetimizin resmi çekilecek bu tarihte J ailelerimiz gelecek tebrik edecekler falan hatta çalışmıyor olsam para vereceklerdi lisede de öyle olmuştu da J sabah erken kalkıp provaya gittik. 1 saat provanın ardından koştura koştura kuaföre. Kuaförde saçlarımız yapıldı ve keplerimiz sabitlendi kafamıza. Sonra ben kendi başıma koştur koştur fotoğrafçıya. Fotoğrafçıdan sonrada Süleyman Demirel konferas soluna ailemin yanına gittim. Yorulduuuum daha dün İzmir den geldim dinlenemedim şimdide yoruldum ama olsun mezuniyetim bu benim yahu tatlı yorgunluk bunlar. Daha sonra salona geçtik işte birincilere plaketler verildi falaaaan bu kısmı atlamak istiyorum ben okulu zor bitirdim yahu ne birincisi ne ikincisi J daha sonra attık kepimizi havayaaaa bul bulabilirsen sonra kepten ne haber nede başka bişey. Şöle bakıntım etrafıma başkasının kepini alayım bari ama yok ayaklarımın altındada yok. Nese arkadaşlar öpmeye başladı hayırlı olsun hayırlı olsun falan da benim kepim yok yaaa bulamıyorum. Her tebrik edene kepimden bahsettim sonra birkaç hocaya söledim ama fayda yok neseee bizimkilerin yanına gittim. Sonra birlikte çıktık salondan. Gezdik karnımızı doyurduk. Sonra saat 5 te yaklaşırken dedim artık okula gideyim yoksa okul kapanacak dedim yahu. Koştur koştur okula gittim yeni bir KEP almaya. Sekreter dedi ki müdüre sormam gerek. İi peki dedim beklemeye başladım. Ne gelen var ne giden okul kapanacak neseki geldi en sonunda ve bana dediki  50 lira vermen gerek,  bize zimmetli sonuçta eğer kaybolursa başımız ağrır dedi.  Ne kepmiş allahım  ya adamın başı ağrıyacakmış bir kepten lafa bak. Duyda inanma. Neyse dedim Gülfer tüm sükunetini koru sen uyma şeytana. Dedim ki  yeni bir kep alsam yanındada cübbe zaten 30 lira biliyorsunuz da bir kep mi 50 lira olması şaşırtıcı dedim. Ben sadece kep almak istiyorum akşama stadyumda tören var sabaha da getireceğim dedim.  O zaman kimliğini dedi. Kimliğimi nasıl bırakayım yaa dediysemde içimden tamam kimliğimi bırakayım dedim. Aldım ödünç kepimi koştur koştur yurta gittim. Bizimkiler geceye kalamayacaktı onları uğurladım eve gidecek eşyalarımı yolladım. Çıktım odama dinlendim dinlenemedim kızlarla stadyuma gittik 2. Törenimiz için.  Orada geçiş töreni flan flan derken kep atılacak derkeeeen atmadım kepimi. Atarsam bulamasam kimliğimi vermeyecek adam ne atcam be. İyi yapmışım valla iyiki atmadım kalabalık olduğumuz için birkaç arkadaşımız bulamadı kepini. Oyy oy yorulduk yaa daha kalan eşyalarımı valizime toplayacağım ee malum yarın İzmir e dönüş var. nese yurtta topladım uyuduk geç uyandık ben kahvaltısız çıktım yine yollara. Koştura koştura fotoğrafçıya dün çektiğimiz fotolardan hangisi çıkacak diye sölemeye yaklaşık yarım saat bekledim ve 15 dakika da karar verme aşaması derken az kaldı okula geç kalacaktım. Okula gittim gitmesinede kimliğimi alan adam yok. Bekledim bekledim yok. Saat 12 yi geçti 2 saat sonra otobüsüm kalkacak kardeşim. Güvenliğe sordum öğleden sonra gelecek dedi. Bende yazaneye ayırttığım bileti almaya gittim. Aldım biletimi. Yurt a gittim kankiciğimle vedalaşmaya gidecek kız beni bekliyo. Nese vedalaştık flan gitti baharcığım. Eşyalarımın son hazrlılarını yaparken sen kep gelsin aklıma. Sonra ben onu bulamayayım baharı aradım ondaymış. Kız otobüse bindi mecburen indi yaa L sonra ben koştur koştur ödünç kepimi almaya bahardan. Sonra koştur koştur yurta. Eşyalarımı yazaneye taşımaya. Sonra koştur koştur kimliğim almaya. Adam yine yok yaa biraz daha bekledim neyseki geldi aldım kimliğimi. Sonrada koştur koştur otobüse. Neseki otobüsümü kaçırmadım hatta 20 dakika önce gittim olay yerine J mezun oldum artık. Mezuniyet belgemide yolladım müdürlüğe. Bu kadar koşuşturmadan sonra sanırım hak ettim bazı şeyleri :)

6 Temmuz 2012 Cuma

.............

Hayat işte ya bazılarına ilk olarak varı gösteriyor sonra yokluğu gösteriyor. Bazılarına tam tersi. Bazılarına sadece yokluğu bazılarına da sadece varlığı. Ama herkes yaptığını yaşıyor bu dünyada. Yani ne ekiyorsa onu yiyor J birinin hakkını mı yiyor onunda hakkı bir şekilde yeniyor, uyanıklık mı yapıyor daha uyanığı geliyor ona uyanıklık yapıyor. Arkasından konuştuğun kadar da seni konuşuyorlar ayrıca. Yaptığın hırsızlık kadar ceza çekiyorsun cezaevinde J  cümle kurabildiğin sürece saygı görüyorsun. Hizmet verebildiğin süreç boyunca para kazanıyorsun ülkenden. Kıyafetin üzerinde taşıyabildiğin kadar pahalı. Üzdüğün kadar üzülüyorsun. Sevdiğin kadar seviliyorsun (burada insan sevgisinden bahsediyorum aşktan değil) . Markanın pek önemi kalmadı temiz değilsen eğer. Makyajın altındaki daha önemli artık. Her filmim sonu vardır önemli olan mutlu son olması.

ÇANAKKALE vazGEÇİLMEZ

Çanakkale çanakaleeeeeee. Benim en güzel yıllarm burada geçti. Evet  evet biliyorum daha çok gencim ama 20 yıllık hayatımdaki en güzel iki yıl işte anladınız siz onu J  Çanakkale’ de büyüdüm, Çanakkale’de ağladım, burada güldüm,  burada yaşadım her şeyin ilkini diye başlamak istemiyorum klasikleşen cümlelerle ama seviyorum işte memleketimi yaa. İki yıl çok kısa geldi bana.( normalde ben yeniceliyim yani merkezde oturmuyoruz ama üniveriste için annemi babamı yenicede bırakıp üniversite okumaya merkeze geldim ) Bu son günlerimizde  gezmediğimiz, gitmediğimiz mekan, yer kalmadı. İleride geriye baktığımızda onu yapamadık bunu yapamadık diye içimizde kalmasın istiyor sevgili arkadaşlarım ve bende elimden geldiğince onlara uymaya çalışıyorum J  Fatmanur ‘un ayarlanır gider demesini, sabah Bahar’ın ilk kalkıp okul için hemen hazırlanıp bizimde elimizi ayağımıza karıştırdığı günleri, melikenin her sabah makyajı için bizi bekletmesini bile özleyeceğim J Tuğba ile Kübra’nın her gece dışarı çıkalım diye tutturmaları , yüzme dersindeki maceralarımız ve fitness solunundan çıktıktan sonra yediğimiz yemekler aldığımız kilolar, oyy oy hepsini özleyeceğim yahu.  İki yıl daha olsa yine yetmezdi bize ama o kadar neşeli, dolu dolu arkadaşlıklarım varki bize bir ömür yetmezdi. Çanakkale küçük şehir diyenlere inat her yerde eğlenirdik. Alışveriş merkezi yokmuş Çanakkale’ hıh olmassa olmasın biz onu öylede seviyoruz arkadaşım. Okulumuz kampus de değil bizim ama kordona 5 dakika uzaklıkta diye kandırdık birbirimizi. Ayrıca kampüse gitmek için her sabah ders e yarım saat kala çıkıp ç8 i bekleyip gitmektense okula 10 kala çıkmak bize daha çazip gelio bunuda belitmek isterim J tmm ama çok ısrar etseydiniz kampüse de hayır demezdik canııım .  hareket vakti gelince bu şehirden sanırım ağlayacağım.İzmirde olacağım çanakkaleden sonra. Kurulu bir düzenim var artık orada. İşimle alakalı ilkleri burada öğrendim ben seviyorum burasınıda İzmir içinde ayrı bir blog yazacapım zatennnnn Jama  çanakkaleye döneceğim tekrardan biliyorum emeklilik olacak ama sanırım... deyip çanakkalenin ellerinden öpüyorum :)

23 Mart 2012 Cuma

öylesine

Offff çok canım sıkılıyor. Yapacak çok şey var aynı zamanda da yapacak hiç bir şey yok. Öyle garibim anlayacağınız ki ayrıca gribim. Ben mi kafamı çok şeye yoruyorum veya insanlara derdimi mi anlatamıyorum veya veya onu da bilmiyorum işte. Bazen küçük ayrıntılar insanı yorar ya işte bu aralar öyleyim. Vizelerim başlayacak bir hafta sonra. 1 nisanda da öss sınavım var. Sınavların yoğunluğundan şimdiden yoruldum.  Oysa daha başlamadılar. Buarada annemle babamıda özledim bunuda geçmek istemedim söylemeden. Anlayacağınız öylesine bir yazayım dedim ben yaşıyorum hala onu haber vereyim dedim….

18 Mart 2012 Pazar

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
                                       ...
                                                   MEHMET AKİF ERSOY
                                                              
Böyle bir kahramanlık, böyle bir mucize zafer en iyi böyle bir şiirle anlatılırdı. Mehmet Akif Ersoy, kahraman Türk Milletinin o dönemlerdeki hislerine tercüman olarak, bu hisleri gelecek nesillere aynı duygularla aktarmayı mükemmel bir şekilde başarmıştır. Bugün tekrar Çanakkale Zaferi ni kutluyoruz, Kahraman Şehitlerimizi,Gazilerimizi ve Vatan Şairimiz Mehmet Akif ERSOY u saygıyla anıyoruz.